Bitcoin bu yıl %30 artış göstermesine rağmen, birçok yatırımcı piyasayı oldukça sakin buluyor. Rollercoaster benzeri volatilitesiyle bilinen Bitcoin’in son dönemde aşırı fiyat dalgalanmaları yaşamaması, yatırımcıların daha fazla heyecan arayışına girmesine neden oldu.
Girişim stüdyosu Kelsier’in ortaklarından TraderKoz, “Bu, tüm zamanların en sıkıcı döngüsü oldu”, dedi. Tokenizasyon platformu Swarm’ın kurucu ortağı Philipp Pieper de bu düşünceyi yineleyerek piyasanın önceki döngülerde görülen vahşi volatiliteden yoksun olduğunu belirtti.
Tarihsel olarak öngörülemezlikle büyüyen bir piyasada, bu yeni keşfedilen sakinlik alışılmadık bir durum. FED politikası ve yaklaşan ABD seçimleri gibi son dönemdeki makroekonomik faktörler bazı fiyat dalgalanmalarına neden olsa da genel olarak Bitcoin’in oynaklığı önemli ölçüde azaldı. Kaiko’ya göre Bitcoin’in fiyatı son aylarda geçen yılın aynı dönemine kıyasla çok daha az hareket etti.
Fidelity, Bitcoin’in son dört yılda diğer 11 varlık sınıfına kıyasla neredeyse dört kat daha volatil olduğunu tespit etti. Tahvil piyasasının yüzlerce trilyonluk büyüklüğüne kıyasla Bitcoin’in yaklaşık 2 trilyon dolarlık daha küçük piyasa büyüklüğüne rağmen bu kayda değer bir değişim.
Birçok kişi daha sakin olan piyasayı kurumsal yatırımcıların girişine bağlıyor. Kripto endeks sağlayıcısı Volmex’in CEO’su Cole Kennelly, BlackRock gibi büyük şirketlerin hem kripto para fiyatlarını artırdığını hem de volatiliteyi dengelediğini öne sürüyor. Yeni Bitcoin ve Ethereum spot ETF opsiyonlarının piyasaya sürülmesinin daha fazla kurumsal yatırımcıyı cezbederek fiyat dalgalanmalarını daha da yumuşatması bekleniyor.
Pieper, volatilitenin düşmesinin ardındaki bir diğer faktör olarak artan kripto ETF sayısına işaret ediyor. Kripto piyasaları geleneksel finans ile daha entegre hale geldikçe, fiyat hareketleri daha az düzensiz hale geldi.
Heyecan eksikliği bazı yatırımcıları hayal kırıklığına uğratmış olsa da uzmanlar bunun uzun vadeli büyüme için olumlu bir işaret olduğuna inanıyor. Pieper, Bitcoin’in önümüzdeki yıllarda 100.000 doları aşabileceğini, ancak bunun için önemli miktarda sermaye girişi gerekeceğini öngörüyor.
*Yatırım tavsiyesi değildir.