Teknolojinin ilerlemeleri dönüşümsel bir hıza ve güce sahip olabiliyor. Ancak bu kadar gelişme içinde zarar verdiğini de unutmamak gerekir. Örnek vermek gerekirse, sosyal medya bağımlılığı çağımızda oldukça önemli bir sorun ve psikoloji literatüründe hastalık olarak nitelendirilmeye açık bir olay. Bu teknoloji bağımlılığına ek olarak bir de yapay zeka kavramı artık hayatımızda. Bu da herkesin işsizlik konusunda endişe duymasına kapı aralıyor. Bu kadar değişim ve endişe içinde iken beynin kimyası da yadsınmamalıdır.
Gelişmeler arasında beynin kimyasını bozan durumlardan biri de Blockchain. Bu istisna olan bir çalışma kesinlikle değil. Bu sistem içinde herkes payını almak ve hayatında bulunan birikimleri de yatırım olarak kullanmak istiyor. Peki, bir adım geri çekilip bir daha olaya bakalım mı?
Verimlilik Paradoksu
Bu blok zincirinin her tarafındaki savunucular, dünyayı daha üretken hale getirecek gibi görünüyor. Blockchain muhasebe çalışanları ve denetçiler idari çalışma konusunda yüceltilmiş bir değere sahip olduklarını ve topluma daha da çok şey üretebileceklerini düşünmektedir.
Verimlilik Paradoksu olarak da bilinen bu bilgi teknolojisinde daha fazla yatırım yapıldıkça çalışan verimliliğinin düşmesi öngörülüyor. Bu da beklentilerin yüksek olması ile merak ve heves arttığı gibi bir anda çöküş yaşanabileceğini gözler önüne seriyor. Beynin tamamen çalışma kimyasını bozacak bu planlamalardan uzak kalmak ve paradoksa kapılmadan gerçekler çerçevesinde çalışmaları yürütmek en mantıklı seçenek olacaktır.