FED’in tarihi para politikası hamleleriyle geçen bir yılı tamamlamasıyla birlikte, 2025’te neler olabileceği tartışılmaya başlandı bile.
CNBC’nin The Exchange programında konuşan Apollo Global Management’ın ortağı ve baş ekonomisti Torsten Slok aykırı bir bakış açısı sundu: Fed faiz oranlarını sabit tutmakla kalmayıp gelecek yıl tekrar artırmak zorunda kalabilir.
Slok, FED’in kararlarını etkileyebilecek önemli bir faktör olarak beklenenden daha güçlü ekonomik verilere işaret etti. Atlanta Fed’e göre, ABD GSYH’si 2024’ün üçüncü çeyreğinde %2.8 büyüdü ve dördüncü çeyrekte %3.3’e ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu büyüme, Kongre Bütçe Ofisi’nin sürdürülebilir %2’lik büyüme oranı tahminini çok aşıyor ve ekonominin önceki faiz artışlarına rağmen güçlü kaldığını gösteriyor.
Enflasyon verileri de Slok’un görüşünü destekliyor. Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) %3.3 olarak gerçekleşirken, Atlanta FED’in kalıcı TÜFE’si ve Cleveland FED’in medyan TÜFE’si gibi diğer ölçütler %3 ile %4 arasında değişiyor. Bu seviyeler FED’in %2’lik enflasyon hedefinin oldukça üzerinde bulunuyor ve süregelen enflasyonist baskıların altını çiziyor.
Slok, “FED’in Mart 2022’den bu yana faiz oranlarını artırmasına rağmen, hala güçlü ekonomik büyüme ve yapışkan enflasyon görüyoruz,” dedi ve ekledi: “Bu durum para politikasının bazılarının düşündüğü kadar kısıtlayıcı olmayabileceğine işaret ediyor.”
Slok ayrıca, 2024’te yeniden seçilmesi halinde Trump yönetimi altındaki potansiyel politika değişikliklerini de enflasyonist baskılara katkıda bulunabilecek faktörler olarak işaret etti. Yerli üreticiler için daha düşük kurumlar vergisi, daha sıkı göçmenlik kontrolleri ve gümrük vergilerinde ayarlamalar gibi önerilen önlemler, hem enflasyon hem de ekonomik büyüme için yukarı yönde itiş sağlayabilir.
Slok, “Bu politikalar 2025 yılında enflasyonu yükseltebilir ve FED’in faiz indirimlerini gerekçelendirmesini daha da zorlaştırabilir” dedi.
Tartışmada ayrıca, yükselen hisse senedi ve kripto para piyasaları tarafından desteklenen finansal koşulların FED’in görevini nasıl zorlaştırabileceğine de değinildi. Slok, bu iyimserliğin bir kısmını “seçim kaynaklı coşkuya” bağladı ancak gevşek finansal koşulların aşırı ısınma risklerini artırabileceği konusunda uyardı.
“Yükselen piyasalara, güçlü büyümeye ve inatçı enflasyona baktığınızda, faiz oranlarını düşürmenin doğru hareket olduğunu iddia etmek zor” diye ekledi.
Slok’un görünümü, FED’in faizleri 2025 ortası gibi erken bir tarihte düşürebileceği yönündeki ortak görüşe meydan okuyor. Bunun yerine, özellikle enflasyonun daha kalıcı olması ya da yeni bir yönetim altında politika değişikliklerinin fiyat baskılarını daha da artırması durumunda, daha yüksek faiz oranları riskini öne çıkarıyor.
Slok, “Verilere baktığımızda, her şey FED’in önümüzdeki yıl tekrar faiz artırımına gitmek zorunda kalabileceği ihtimaline işaret ediyor,” dedi ve ekledi: “Teorik modelleri göz ardı etmek ve gerçek dünya dinamiklerine odaklanmak politika yapıcılar için çok önemli olacak.”
*Yatırım tavsiyesi değildir.