Çin özel bölgesi olarak bilinen ve uzunca yıllar İngiltere’nin etkisi altında olmasına rağmen daha sonra Çin’e kısmen devredilen Hong Kong’da yaşananlar Pekin’in “kötü yüzünü” gösteriyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın “Eğer ben olmasaydım Hong Kong 14 dakikada yok olacaktı!” sözleri son derece ilgi çekici olmuş ve ABD olmasa Pekin’in Hong Kong’a yönelik askeri bir girişimde bulunabileceği sorusu akılları kurcalamıştı.
Neyse ki bu olmadı ancak Hong Kong’da protestocular Çin himayesi altına girmek istemediklerini ve Hong Kong’un hiçbir şekilde Çin’e ve Pekin yönetimine ait bir yer olmadığını ifade etmeye devam ediyorlar. Protestocular sokaklara akın ederken mevcut yönetim son seçimlerde büyük darbe almasının ardından daha sessiz ve daha sakin açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Spark Alliance isimli bir dernek ise kendilerine karşı hükumet ve Çin taraftarlarının kara propaganda yaptıklarını ve “protestolara kötü amaçla destek” adı altında yardım ettikleri gerekçesiyle 9 milyon dolarlık varlıklarına el konulduğunu açıkladı. Dernek bu konuda derhal geri adım atılmasını istedi ve demokratik, özgür adımlar atmalarının engellenemeyecek olduğunu bildirdi.