Kendi enerjisini üretmeyen ülke olan Türkiye her yıl milyarlarca dolar enerji ödemesi yapıyor. Dış ülkelere yapılan bu ödemeler aslında Türkiye’nin kendi kendine enerji üretse daha ucuza çıkmasına bile imkan verse de politikalar nedeniyle Türkiye bugüne kadar hiçbir zaman kendi kendisinin enerjisini üretebilecek bir konuma sahip olamadı. Petrol ve doğalgaz bu topraklarda bulunmasa da Türkiye’nin en iyi alternatiflerinden birisi konumu ve sıcak yaz aylarından dolayı yenilenebilir enerjiden geçiyor.
Yunanistan ve Türkiye bu konuda yenilenebilir enerji kaynakları ile çok şanslı ülkeler olsa da her iki komşu ülke bu konuda başarılı adımlar atmadı, atamadı. Türkiye’nin bir diğer alternatifi uzun yıllardan beri nükleer enerjiden geçiyor olsa da henüz yeni bir takım adımlar atıldı. Nükleer enerji risklerinden dolayı tercih edilmemeye doğru gitse de dünyada hala en fazla kullanılan enerji üretim seçeneklerinden birisi.
Küresel bir krize sebep olmaz
Enerji arzı sürekli olarak ihtiyaca göre artıyor. Büyük devletler kendisine yetecek enerjinin dışında çok fazla enerji üretebiliyor. Bu da küresel bir enerji krizinin madencilik nedeniyle olamayacağını, ancak bölgesel veya ülkelere yönelik bir enerji krizine sebep olabileceğini düşündürüyor. Türkiye’nin dışarıdan aldığı enerji nedeniyle bir enerji krizi yaşaması için çok ciddi bir anda artan talep gerekiyor. Bunun sonucunda altyapıların yetersiz hale gelmesi ve yetmez hale gelen bu yapılar nedeniyle enerji kesintileri olması ve dışarıdan alınan enerjinin artmasının çözümünün bulunamaz ise enerji krizi ile karşı karşıya kalması mümkün.
Bu durumda hükümetin olası bir senaryoda nasıl adım atacak olduğu acil durum planı olmadığı için bilinmese de acil bir durum yaşanması durumunda madenciliğin yasaklanmasına kadar varacak veya kaçak enerji kullanımının rekor kırdığı bölgelere enerjinin kısıtlı verilmesi gibi seçenekler* mutlaka değerlendirilecektir.