2022 yılı oldukça çalkantılı ve belirsiz geçiyor. Yılın son çeyreğine ilişkin riskler ve belirsizlikler de artıyor.
Eylül itibariyle küresel piyasalarda konuşulacak ve fiyatlanacak bir çok konu başlıklarımız şöyle:
- Resesyon
- Jeopolitik riskler
- Enerji krizi
- Kıtlık ekonomisi
Bu gerçekler daha fiyatlanmaya başlanmadı.
Teknik olarak başlayan resesyon kabul edilmiyor, jeopolitik riskler kontrollü bir şekilde devam ediyor, enerji krizinde Rusya istediğini almadan durmaz, kıtlık ekonomisi var ancak medyada gösterilmiyor.
Gösteriler ve market yağmalamalarını görüyoruz ama tamamını değil. ABD ve Fed dünyaya alenen mesaj veriyor “Dolar rezerv para, en sağlam para dolar, en güçlü ekonomi ABD ekonomisi” diye.
Dolar endeksi tekrar 109 seviyesine yükseldi. Karşısında tüm para birimleri ve emtialar baskı altında kaldı.
Ancak geçici!
Mesela dün 1.730 dolar seviyesine gerilen altının ons fiyatı 1.750 dolar, 18,79 dolar seviyesine gerileyen gümüşün ons fiyatı 19,28 dolar, 20.884 dolar seviyesine gerileyen Bitcoin’in 21.530 dolar seviyesine yükseldiğini gördük.
Dolar karşısında diğer ensturmanlar baskı altında kalsa da, ilk fırsatta atak yapmak istediğini gözlemliyoruz. Yani, belirsizlik ve gerginlik var. Arada kalmak en kötüsü.
Aşağı veya yukarı yönlü bir kırılma olsa hikayesini anlatabiliriz. Ancak Fed’den başka bir hikaye yok. Fed’e kadar oyalanacak olan piyasalarda yeni hikayenin ne olacağı belirsiz.
Bu süreçte piyasanın belirsiz bir zamana girmesi yatırımcının daha dikkatli olması gerekliliği artıyor. Açıkta kalmamak, her düşüşü alım fırsatı görmek avantaj. Şöyle yanlış bir yanılgı var “Aldım geriledi, zarar ettim”
Birikimler ile yatırım yapılırken satın aldığınız ürünün gerilemesi avantajdır. Çünkü maliyet düşüyor.
Mesela:
Bu ay gram altını 1.030’dan aldınız, 1 ay sonra 950 liraya geriledi, maaşınızdan artırdığınız parayla oradan da alıyorsanız sorun yok.
Çünkü 10+10 gramdan 20 gram altının 2 aylık maliyeti 990’a geriliyor. Yatırımcı her düşüşün avantaj olduğunu bilmeli. Eur, Sterlin, Altın ve Gümüş avantajdır.
