SEC’in Bitcoin Spot ETF’leri için “Cash (Nakit) Creation” yöntemini tercih etmesinin ardından, In-Kind” ETF’ler ile Cash ETF’ler arasındaki farklar mercek altına alındı.
Nakit ETF’ler, yetkili katılımcıların nakit karşılığında hisse oluşturmasını veya geri satın almasını içerir. Bu yöntem genellikle gerekli nakdi toplamak için Bitcoin gibi dayanak varlığın satılmasını gerektirir. Ancak bu yöntemin iki önemli dezavantajı bulunuyor:
- Vergi Verimsizliği: ETF, hisse oluşturma veya geri alımını yönetmek için nakit karşılığında Bitcoin satarken sermaye kazancı veya zararına maruz kalır. Bu kazanç veya kayıplar hissedarlar arasında dağıtılır ve ETF hisselerini satıp satmadıklarına bakılmaksızın potansiyel vergi yükümlülüklerine yol açar.
- Fiyat Takip Hatası: Bitcoin’i nakit karşılığında satma ihtiyacı, ETF’nin performansı ile Bitcoin’in gerçek performansı arasında bir farklılığa yol açabilir. Bu tutarsızlık özellikle dalgalı piyasa koşullarında fark edilir.
Buna karşılık, In-Kind ETF, yetkili katılımcıların dayanak Bitcoin’i nakit karşılığında satma ihtiyacını ortadan kaldırarak doğrudan takas yoluyla hisse oluşturmasına veya kullanmasına olanak tanır. Bu yöntem iki önemli avantaj sunuyor:
- Vergi Verimliliği: Dayanak varlığın satışı söz konusu olmadığından, ETF alıcıları yalnızca hisselerini sattıklarında vergilendirilir.
- Doğru Fiyat Takibi: In-Kind ETF’lerde 1 BTC, 1 BTC’ye eşittir ve ETF’nin performansının Bitcoin’in performansını doğru bir şekilde yansıtmasını sağlar.
Bloomberg’in ETF analistleri Eric Balchunas ve James Seyffart da yaptıkları açıklamada “Cash Creation” sistemini baz alan ETF’lerin aslında ETF sektörünün “süper gücü” olan vergi avantajını kaybettiğini söyledi.
*Yatırım tavsiyesi değildir.