Geçtiğimiz günlerde Fransa’da tutuklanan Telegram CEO’su Pavel Durov, serbest bırakılmasının ardından Telegram üzerinden bir mesaj yayınladı. İşte mesajın tamamı:
Desteğiniz ve sevginiz için herkese teşekkürler.
Geçen ay Paris’e geldikten sonra 4 gün boyunca polis tarafından sorgulandım. Fransız yetkililer Telegram’dan yanıt alamadıkları için diğer insanların Telegram’ı yasadışı kullanımından kişisel olarak sorumlu olabileceğim söylendi.
Bu birkaç nedenden dolayı şaşırtıcıydı:
1. Telegram’ın AB’de AB taleplerini kabul eden ve yanıtlayan resmi bir temsilcisi var. E-posta adresi, AB’de “kolluk kuvvetleri için Telegram AB adresi”ni Google’da arayan herkes için halka açıktı.
2.Fransız yetkililerin yardım talep etmek için bana ulaşmanın birçok yolu vardı. Bir Fransız vatandaşı olarak Dubai’deki Fransız konsolosluğunun sık sık misafiriydim. Bir süre önce, istendiğinde, Fransa’daki terörizm tehdidiyle başa çıkmak için Telegram ile bir yardım hattı kurmalarına şahsen yardımcı oldum.
3. Eğer bir ülke bir internet hizmetinden memnun değilse, yaygın uygulama hizmetin kendisine karşı yasal işlem başlatmaktır. Bir CEO’yu yönettiği platformda üçüncü şahıslar tarafından işlenen suçlarla suçlamak için akıllı telefon öncesi dönemden kalma yasaları kullanmak yanlış bir yaklaşımdır. Teknoloji geliştirmek zaten yeterince zor.
Hiçbir yenilikçi, bu araçların olası kötüye kullanımından kişisel olarak sorumlu tutulabileceğini bilirse yeni araçlar geliştirmez.
Gizlilik ve güvenlik arasında doğru dengeyi kurmak kolay değildir. Gizlilik yasaları ile kanun uygulama gerekliliklerini ve yerel yasalar ile AB yasalarını uzlaştırmanız gerekir.Teknolojik sınırlamaları dikkate almanız gerekir. Bir platform olarak, süreçlerinizin küresel olarak tutarlı olmasını ve aynı zamanda hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ülkelerde kötüye kullanılmamasını istersiniz. Doğru dengeyi bulmak için düzenleyicilerle birlikte çalışmaya kararlıyız. Evet, ilkelerimizin arkasındayız: deneyimlerimiz otoriter rejimlerdeki kullanıcılarımızı koruma misyonumuzla şekilleniyor. Ancak her zaman diyaloğa açık olduk.
Bazen bir ülkenin düzenleyici kurumuyla gizlilik ve güvenlik arasındaki doğru denge konusunda anlaşamayabiliyoruz. Böyle durumlarda o ülkeyi terk etmeye hazırız. Bunu birçok kez yaptık. Rusya, gözetimi mümkün kılmak için “şifreleme anahtarlarını” teslim etmemizi talep ettiğinde, bunu reddettik – ve Telegram Rusya’da yasaklandı. İran barışçıl protestocuların kanallarını engellememizi talep ettiğinde bunu reddettik ve Telegram İran’da yasaklandı. İlkelerimizle uyumlu olmayan pazarları terk etmeye hazırız, çünkü bunu para için yapmıyoruz. Özellikle bu hakların ihlal edildiği yerlerde, insanların temel haklarını savunma ve iyilik getirme niyetiyle hareket ediyoruz.
Tüm bunlar Telegram’ın mükemmel olduğu anlamına gelmiyor. Yetkililerin talepleri nereye gönderecekleri konusunda kafalarının karışabileceği gerçeği bile geliştirmemiz gereken bir şey. Ancak bazı medyada Telegram’ın bir tür anarşik cennet olduğu iddiaları kesinlikle doğru değildir. Her gün milyonlarca zararlı gönderi ve kanalı kaldırıyoruz. Günlük şeffaflık raporları yayınlıyoruz. Acil moderasyon taleplerini daha hızlı işleme koymak için STK’larla doğrudan yardım hatlarımız var.
Ancak, bunun yeterli olmadığını söyleyen sesler duyuyoruz. Telegram’ın kullanıcı sayısını aniden 950 milyona çıkarması, suçluların platformumuzu kötüye kullanmasını kolaylaştıran büyüme sancılarına neden oldu. Bu nedenle, bu konuda işleri önemli ölçüde iyileştirmemizi sağlamayı kişisel hedefim haline getirdim. Bu süreci kendi içimizde çoktan başlattık ve ilerlememizle ilgili daha fazla ayrıntıyı çok yakında sizlerle paylaşacağım.
Ağustos ayındaki olayların Telegram’ı ve bir bütün olarak sosyal ağ endüstrisini daha güvenli ve daha güçlü hale getireceğini umuyorum. Sevginiz ve esprileriniz için tekrar teşekkürler
*Yatırım tavsiyesi değildir.
